6 Ocak 2012 Cuma

10 Soruda 3. Köprü

HABERİNİZ VAR MI? 3. KÖPRÜ EVİNİZDEN GEÇECEK!

3. KÖPRÜ CİNAYETİNE KARŞI
İNSANI, ORMANI, SUYU ve İSTANBUL’U SAVUNMAK İÇİN
EN AZ ON NEDENİMİZ VAR!

1- Boğaz köprülerinin İstanbul’un iki yakası arasındaki trafik sorununu çözemeyeceği yaşanarak görüldü!
İstanbul’un ilk boğaz köprüsü 1973’te, ikincisi 1988’de açıldı. O zaman gösterilen gerekçeler, iki kıta arasındaki ulaşımı kolaylaştırmak ve trafik sorununu çözmekti. Ama sorun daha da içinden çıkılmaz hale geldi. Çünkü köprüler trafiği azaltmıyor, aksine kendi trafiklerini yaratıyor. Çünkü taşıdıkları yolcu değil araç:
Birinci köprü açıldıktan bir yıl sonra:

Boğazı geçen insan sayısı   yüzde 4 artarken
Boğazı geçen araç sayısı    yüzde 200 arttı!
İkinci köprü açıldıktan sonra bugüne kadar:

Boğazdan geçen insan sayısı   yüzde 170 artarken
Boğazdan geçen araç sayısı    yüzde 1180 arttı! 

2- Yeni köprünün iki yaka arasından transit trafiğini geçirerek, İstanbul trafiğini rahatlatacağı söyleniyor!
 Bu gerekçe doğru değil. Çünkü 3. Boğaz köprüsünün yapımına gerekçe gösterilen transit trafiğin boğaz geçişlerindeki payı sadece yüzde 2-3.

3-  Köprülerin oluşturduğu bunaltıcı trafiğin nedeni nedir?
Kentte toplu taşımacılığa gereken önemin verilmemesi. Dolayısıyla köprüler, insanların değil, araçların karşıdan karşıya geçişlerine hizmet ediyor:

Yolcuların yüzde 63’ünü taşıyan toplu taşım araçlarının köprü trafiğindeki payı yüzde 10 
Yolcuların yüzde 37’sini taşıyan özel araçların köprü trafiğindeki payı yüzde 90

Özel araçların yarattığı trafik sıkışıklığını karşılamak için İstanbul Boğazı’na 2020 yılında 7 köprü, 2040 yılında 70 köprü yapılması gerek!  Köprülerle örtülmüş bir boğaz hayal edebilir misiniz?

4- Boğazda karşıdan karşıya geçmenin en kolay yolu karayolu odaklı ulaşım/boğaz köprüleri mi?
İstanbul tam ortasından büyük bir su yolu geçen bir deniz kenti. Böyle bir kentte, özellikle boğaz geçişlerinde  deniz, toplu ulaşım için  başta gelen  hızlı, etkin, rahat ve düşük maliyetli seçeneklerden birisi.  Ancak İstanbul’da iki yaka arasındaki toplu ulaşımda deniz ulaşımının payı düşük; iki yaka arasında inşa edilmekte olan raylı sistemin bitirilmesi için yeterli çaba gösterilmemekte ve karayolu ağırlıklı bireysel ulaşım teşvik edilmektedir.
5-İstanbul gibi 15 milyonluk bir kentte, ulaşım sorununu çözmek icin köprü yerine neler yapılmalıdır?
İki yaka arasında daha dengeli bir nüfus dağılımı  yaratılmalıdır.  Bunun yanında yeni köprü yerine inşaasına başlanan raylı geçişin bir an önce hizmete geçirilmesi sağlanmalı ve iki yaka arasındaki geçişlerde deniz taşımacılığının payının arttırılmasına çalışılmalıdır. Köprüler üzerindeki karayolu toplu taşımacılığının kalitesi arttırılarak özel araç kullanımını caydırıcı tedbirler alınmalıdır.

6-  3. Köprü sadece Sarıyer ve Beykoz ilçelerinde yaşayanları mı etkileyecek?
 Boğaz köprüleri İstanbul’un plansız ve sağlıksız biçimde kuzeyde doğru genişlemesini teşvik ederek planlanmamış nüfus artışına neden oluyor. Bu durum 2. Köprünün açılması sonrası oluşan Sultanbeyli ve Sarıgazi gibi betonlaşmış, kalabalık ve çarpık yerleşimlerde çarpıcı biçimde yaşandı. Çarpık nüfus dağılımı ve plansız arazi kullanımı, kentin yaşam damarları olan ormanlar ve su kaynaklarının yok edilmesiyle ve kentte yaşayanların tümünün yaşam koşullarını bozulmasıyla sonuçlanacak. 3. Köprü bu çarpık gelişmeyi daha da hızlandıracak. Daha şimdiden köprü güzergâhı üzerindeki araziler el değiştirerek büyük sermaye grupları tarafından satın alınmakta ve ilerideki yapılaşmanın hazırlıkları yapılmaktadır. 

7-3. Köprü’nün rantını kim yiyecek?
Büyük inşaat şirketleri, arazi spekülatörleri, bankalar, petrol devleri, otomotiv şirketleri… AKP iktidarı, TOKİ ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi aracılığıyla, adına “kentsel dönüşüm projesi” denilen kentsel yıkım ve yağma planını hayata geçirmeye çalışıyor. Olağanüstü yetkiler yaratan kentsel dönüşüm yasasıyla beraber, İstanbul’da 250 bin yapının yıkılması planlanıyor. 3. Köprünün bağlantısı olan Kuzey Marmara otoyolu projesinin yüzde 12’lik bölümünü  aslında orman olan ancak 2-B olarak anılan arazilerinden oluşuyor.

8-3. Köprü İstanbul’da yaşayan insanların yaşamını nasıl etkileyecek?
3. Köprü kentin kuzeyinde yoğunlaşan son doğal yaşam alanları üzerinde geri döndürülemez yıkıcı sonuçlar yaratacak. Sadece köprünün yapımı sırasında, 2 milyon ağaç kesilecek. Orman tahribatı sadece yapım aşamasıyla da sınırlı olmayacak. 3. Köprüyle birlikte İstanbul ormanlarının üçte biri yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacak. Kuzey ormanlarının yok olması kentin bütünü üzerinde yıkıcı sonuçlar yaratacak. Dere yataklarının taşması sonucunda seller yaygınlaşacak; içme suyu havzalarının kirlenmesi ve erozyonla birlikte barajlardaki su oranının düşmesiyle İstanbul’un su sorunu daha da ağırlaşacak; geçimini ormandan sağlayan çok sayıda orman köylüsü yoksullaşacak; hava kirliliği artacak ve yaban hayatı daha da tahrip olacak. İstanbulluların doğal dinlence ve sağlıklı yaşam alanları daralacak.

9- 3. Köprü sadece İstanbul’u mu etkileyecek?
Doğa ve insanlar üzerinde yıkıcı sonuçlar yaratacak bir karar olan 3.Köprü projesinin yapımı için 6 milyar dolarlık bir maliyet biçiliyor. İktidarın otoyolları ve boğaz köprülerini özelleştirme planlarıyla birlikte ele alındığında, 3. Köprü halktan toplanan vergilerin ve kamusal kaynakların talan edilmesi demek. 3. Köprü, Marmara bölgesinin tamamını etkileyecek olan Kuzey Otoyolu projesinin bir parçası. Bu otoyol, Kocaeli ve Çatalca havzalarındaki birinci sınıf verimli tarım topraklarının ve su havzalarının da tahribi ve yağmalanması anlamına gelecek.  

10- 3. Köprüyü savunan tek bir bilim insanı var mı?
Bugüne kadar hiçbir bilim insanı, bilimsel kurum ya da meslek örgütü, 3. Köprü’nün İstanbul için bir ihtiyaç olduğunu savunmadı. Aksine 3. Köprü’nün İstanbul’a vereceği zararlar bilimsel açıdan kanıtlandı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi bünyesinde çalışan bilim insanları ve mühendisler tarafından hazırlanan kentleşme planında bile, 3. Köprü kente karşı bir tehdit olarak belirlendi. Yapılması durumunda doğaya ve kentin gelişimine telafi edilemez zararlar vereceği belirtildi. Bu zararları önlemek için Beykoz ve Sarıyer ilçeleri için SİT alanı kararı alındı. Bu kararda 3.Köprü tehdidi önemli bir rol oynadı. İ. Ü. Orman Fakültesi ve Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği’ne bağlı meslek odaları olumsuz görüş belirten raporlar yayınladılar.

Bütün bunlara karşın 3. Köprü neden dayatılıyor?
İnsana, kente, doğaya ve yaşama dönük saldırıların yaygınlaştığı bir dönemde yaşıyoruz. Dere yataklarını yapılaşmaya açanlar, İstanbul’un trafik sorununu yeni bir yağma fırsatına dönüştürmeye çalışıyorlar. SİT kararlarını tartışmaya açan AKP hükümeti, Anadolu’nun kültürel ve doğal mirasını talana açmak istiyor. Akarsuların, yer altı sularının ve madenlerin kullanım hakları özel şirketlere devrediliyor; HES’lerle doğal denge ve köylünün su kullanma hakkı gasp ediliyor. Nükleer santralleri ülkeye sokmaya çalışanlar, İstanbul kentine de 3. Köprü ve Kentsel Yıkım Planlarıyla saldırıyor. 3. Köprü bu talan ve yağma projesinin bir parçası olarak İstanbul ve Marmara halkına dayatılıyor.
3. Köprü hepimizin evinin üstünden geçecek: İstanbul’un son orman alanlarını yok edecek; hepimizi beton bir cehennemde yaşamaya mahkum edecek; İstanbul kentini katledecek ve Kuzey Marmara bölgesinde yeni bir yağma harekatı başlatacak.
Bu dayatma hayır! 3. Köprü cinayetini hep birlikte durduracağız. Evimize, ormanımıza, suyumuza, tarım alanlarımıza ve İstanbul’a sahip çıkacağız. Bütün İstanbul ve Marmara halkını 3. Köprüye karşı İstanbul’a ve yaşama sahip çıkmak için 26 Aralık 2010 Pazar günü Kadıköy Meydanı’na çağırıyoruz.

3. KÖPRÜ YERİNE YAŞAM PLATFORMU