11 Ocak 2012 Çarşamba

Üçüncü köprüye nükleer modeli

İstanbul'a üçüncü köprü yapımını da içeren Kuzey Marmara Otoyolu ihalesine hiçbir şirketin teklif vermemesi üzerine Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın sözünü ettiği B planına geçildi. B planı, projenin Akkuyu'ya yapılmak istenen nükleer santralde olduğu gibi uluslararası anlaşma ile doğrudan yaptırılması

İstanbul'a üçüncü köprünün yapılmasını da içeren Kuzey Marmara Otoyolu'nun ihalesinde şartname alan 18 şirketin de teklif vermemesi üzerine ihale iptal edilmişti. İhale için şartname alan yerli ve yabancı çok sayıda şirket küresel ekonomik krizi gerekçe gösterdi. Şirket temsilcilerinden yapılan açıklamalarda krizin Avrupa'da derinleşmesi üzerine finansman bulmakta zorlanıldığı belirtildi.

İhalenin iptal edildiğini açıklayan İhale Komisyonu Başkanı İhsan Akbıyık, bundan sonra izlenecek yolun Ulaştırma Bakanlığı tarafından izleneceğini söylemişti. Bakan Binali Yıldırım'ın "Tekif gelirse ne âlâ, gelmezse kara kara düşünecek değiliz, B planına geçeriz” dediği ikinci yolu Vatan gazetesi açıkladı.

Bakanlığın projeyle ilgili yeniden ihaleye çıkmayı düşünmediğini belirten gazete, 3. köprü ve otoyol projesinin Akkuyu'daki nükleer santralde uygulanan 'uluslararası anlaşma' ile doğrudan yaptırılmasının düşünüldüğünü öne sürdü.

Nükleer model masada, Japonya hazırda
Habere göre boğaza kurulacak 3. köprü ve otoyol projesi için masadaki en ağırlıklı çözüm nükleer modeli olarak ifade ediliyor. Türkiye’nin Akkuyu’ya yapılacak nükleer santral projesinde uyguladığı, 'uluslararası anlaşma' ile projenin doğrudan bir yabancı ülkeye verilmesi, en rasyonel çözüm olarak görülüyor.

Gazete, geçtiğimiz cuma günü Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile görüşen Japonya Dışişleri Bakanı Koichiro Gemba'nın gündeminde Kuzey Marmara Otoyolu olduğunu da iddia etti. Gemba, Akkuyu'daki nükleer santral anlaşmasının bir benzerini Sinop'ta kurulmak istenen nükleer santral projesinde ve 3. Köprü-Otoyol projesinde de imzalamaya niyetli olduklarını iletti.

Nükleer modeli nedir?
2008 krizinin gölgesinde yapılan Akkuyu Nükleer Santral ihalesi 4 kez tekrarlanmış ancak şirketlerin geçersiz başvuruları nedeniyle başarısız olmuştu. AKP ise son iptalin ardından Rusya ile 13 Mayıs 2010'da Mersin Akkuyu'da 4800 Megawatt kurulu gücünde bir nükleer santral kurulumuna ilişkin uluslararası andlaşma imzaladı.

Projenin uluslararası andlaşma yoluyla yapılmasına yönelik eleştirilere "Mevcut piyasa koşulları ve küresel finans sorunları nedeniyle ihale yoluyla nükleer santral yapılamaz" diyerek yanıt veren AKP, böylece projede hızlı ve engelsiz ilerlemiş oldu.

10 Ocak 2012 Salı

İhale yetmez, projeyi iptal ettirene kadar mücadeleye devam




3. Köprü için bugün Karayolları Genel Müdürlüğü’nde ihale yapılırken 3. Köprü Yerine Yaşam Platformu da Karayolları Genel Müdürlüğü önünde eylemdeydi. Platform dışarıda eylemdeyken içerde de ihaleye gireceği söylenen hiçbir firma teklif vermediği için ihale iptal edildi

İstanbul Boğazı üzerine yapılması planlanan 3. Köprü projesine karşı mücadele eden 3. Köprü Yerine Yaşam Platformu bugün (10 Ocak) ihalenin yapılacağı Karayolları Genel Müdürlüğü önünde eylemdeydi.

Yoğun kar yağışına rağmen  Yaşam ihaleye çıkartılamaz pankartı açarak Yüksel Caddesi’nde bulunan İnsan Hakları Anıtı önünden Karayolları Genel Müdürlüğüne yürüyen platform üyeleri yürüyüş boyunca Köprü yıkılsın Tayyip altında kalsın”, “3. köprü istemiyoruz, “Mahalleme, evime, sokağıma dokunma” şeklinde sloganlar attı.

Platform adına yapıla açıklamada, yeni köprünün taammüden cinayet işlenmek olacağı belirtilip bu hatadan vazgeçilmesi istendi. İstanbul için yaşam; yaşanabilir bir İstanbul için köprü değil orman; köprü değil su; köprü değil toplu ulaşım” istediklerini söyleyen Platform üyeleri açıklamalarına şu sözlerle son verdiler: "Ormanlarımıza, su havzalarımıza, yaşam alanlarımıza karşı her cinayet teşebbüsünüzde meşru müdafaa hakkımızı kullanacak, İstanbul’u, doğal varlıklarımızı, suyumuzu ağaç ağaç, ev ev, sokak sokak savunacağız. Kapalı kapılar ardında hangi pazarlıkları döndürürseniz döndürün, bu cinayeti işlemenize izin vermeyeceğiz."

Eyleme Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan, Halkevleri Genel Başkan Yardımcısı Samut Karabulut, CHP Milletvekilleri ve Barınma Hakkı Büroları da destek verdi.

İhale yapılamadı
Dışarıda eylem yapılırken içeride de ihale için yarışacağı söylenen 18 firmanın yokluğu vardı. Hiçbir firma proje için teklif vermeyince İhale Komisyonu Başkanı İhsan Akbıyık tarafından ihalenin iptal edildiği duyuruldu.

 

8 Ocak 2012 Pazar

3. KÖPRÜ YERİNE YAŞAM PLATFORMU’NDAN ÇAĞRI

Tüm yaşam savunucularını, İstanbul’u, ormanlarımızı, mahallelerimizi, su havzalarımızı, yaban hayatını ve yaşamı savunmak için 10 Ocak 2012 Salı günü saat 12.30’da, 3. Köprü Cinayetinin ihalesinin yapılacağı, Ankara’da Karayolları Genel Müdürlüğü önünde buluşarak basın açıklamamıza katılmaya çağırıyoruz.
İnsanca bir yaşam, yaşanabilir bir İstanbul için Köprü değil Orman , Köprü değil Su, Köprü değil Toplu Ulaşım İSTİYORUZ.

İstanbul araç kalkış yer ve saatleri:
9 Ocak, saat: 24.00- Taksim AKM önü / saat: 00.30 Kadıköy Evlendirme Dairesi önü

Ankara buluşma ve basın açıklaması yeri ve saati:
10 Ocak,  Saat: 12.30, Karayolları Genel Müdürlüğü önü

7 Ocak 2012 Cumartesi

3. KöprüYerine Yaşam Platformu 10 Ocak Açıklaması
3.  Rant köprüsüne karşı İstanbul'u ve yaşamı savunmak için 10 Ocak'ta Ankara'dayız!
3. Köprü cinayetine karşı insanı, ormanı, suyu ve İstanbul'u savunmak için en az on nedenimiz var!

6 Ocak 2012 Cuma

10 Soruda 3. Köprü

HABERİNİZ VAR MI? 3. KÖPRÜ EVİNİZDEN GEÇECEK!

3. KÖPRÜ CİNAYETİNE KARŞI
İNSANI, ORMANI, SUYU ve İSTANBUL’U SAVUNMAK İÇİN
EN AZ ON NEDENİMİZ VAR!

1- Boğaz köprülerinin İstanbul’un iki yakası arasındaki trafik sorununu çözemeyeceği yaşanarak görüldü!
İstanbul’un ilk boğaz köprüsü 1973’te, ikincisi 1988’de açıldı. O zaman gösterilen gerekçeler, iki kıta arasındaki ulaşımı kolaylaştırmak ve trafik sorununu çözmekti. Ama sorun daha da içinden çıkılmaz hale geldi. Çünkü köprüler trafiği azaltmıyor, aksine kendi trafiklerini yaratıyor. Çünkü taşıdıkları yolcu değil araç:
Birinci köprü açıldıktan bir yıl sonra:

Boğazı geçen insan sayısı   yüzde 4 artarken
Boğazı geçen araç sayısı    yüzde 200 arttı!
İkinci köprü açıldıktan sonra bugüne kadar:

Boğazdan geçen insan sayısı   yüzde 170 artarken
Boğazdan geçen araç sayısı    yüzde 1180 arttı! 

2- Yeni köprünün iki yaka arasından transit trafiğini geçirerek, İstanbul trafiğini rahatlatacağı söyleniyor!
 Bu gerekçe doğru değil. Çünkü 3. Boğaz köprüsünün yapımına gerekçe gösterilen transit trafiğin boğaz geçişlerindeki payı sadece yüzde 2-3.

3-  Köprülerin oluşturduğu bunaltıcı trafiğin nedeni nedir?
Kentte toplu taşımacılığa gereken önemin verilmemesi. Dolayısıyla köprüler, insanların değil, araçların karşıdan karşıya geçişlerine hizmet ediyor:

Yolcuların yüzde 63’ünü taşıyan toplu taşım araçlarının köprü trafiğindeki payı yüzde 10 
Yolcuların yüzde 37’sini taşıyan özel araçların köprü trafiğindeki payı yüzde 90

Özel araçların yarattığı trafik sıkışıklığını karşılamak için İstanbul Boğazı’na 2020 yılında 7 köprü, 2040 yılında 70 köprü yapılması gerek!  Köprülerle örtülmüş bir boğaz hayal edebilir misiniz?

4- Boğazda karşıdan karşıya geçmenin en kolay yolu karayolu odaklı ulaşım/boğaz köprüleri mi?
İstanbul tam ortasından büyük bir su yolu geçen bir deniz kenti. Böyle bir kentte, özellikle boğaz geçişlerinde  deniz, toplu ulaşım için  başta gelen  hızlı, etkin, rahat ve düşük maliyetli seçeneklerden birisi.  Ancak İstanbul’da iki yaka arasındaki toplu ulaşımda deniz ulaşımının payı düşük; iki yaka arasında inşa edilmekte olan raylı sistemin bitirilmesi için yeterli çaba gösterilmemekte ve karayolu ağırlıklı bireysel ulaşım teşvik edilmektedir.
5-İstanbul gibi 15 milyonluk bir kentte, ulaşım sorununu çözmek icin köprü yerine neler yapılmalıdır?
İki yaka arasında daha dengeli bir nüfus dağılımı  yaratılmalıdır.  Bunun yanında yeni köprü yerine inşaasına başlanan raylı geçişin bir an önce hizmete geçirilmesi sağlanmalı ve iki yaka arasındaki geçişlerde deniz taşımacılığının payının arttırılmasına çalışılmalıdır. Köprüler üzerindeki karayolu toplu taşımacılığının kalitesi arttırılarak özel araç kullanımını caydırıcı tedbirler alınmalıdır.

6-  3. Köprü sadece Sarıyer ve Beykoz ilçelerinde yaşayanları mı etkileyecek?
 Boğaz köprüleri İstanbul’un plansız ve sağlıksız biçimde kuzeyde doğru genişlemesini teşvik ederek planlanmamış nüfus artışına neden oluyor. Bu durum 2. Köprünün açılması sonrası oluşan Sultanbeyli ve Sarıgazi gibi betonlaşmış, kalabalık ve çarpık yerleşimlerde çarpıcı biçimde yaşandı. Çarpık nüfus dağılımı ve plansız arazi kullanımı, kentin yaşam damarları olan ormanlar ve su kaynaklarının yok edilmesiyle ve kentte yaşayanların tümünün yaşam koşullarını bozulmasıyla sonuçlanacak. 3. Köprü bu çarpık gelişmeyi daha da hızlandıracak. Daha şimdiden köprü güzergâhı üzerindeki araziler el değiştirerek büyük sermaye grupları tarafından satın alınmakta ve ilerideki yapılaşmanın hazırlıkları yapılmaktadır. 

7-3. Köprü’nün rantını kim yiyecek?
Büyük inşaat şirketleri, arazi spekülatörleri, bankalar, petrol devleri, otomotiv şirketleri… AKP iktidarı, TOKİ ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi aracılığıyla, adına “kentsel dönüşüm projesi” denilen kentsel yıkım ve yağma planını hayata geçirmeye çalışıyor. Olağanüstü yetkiler yaratan kentsel dönüşüm yasasıyla beraber, İstanbul’da 250 bin yapının yıkılması planlanıyor. 3. Köprünün bağlantısı olan Kuzey Marmara otoyolu projesinin yüzde 12’lik bölümünü  aslında orman olan ancak 2-B olarak anılan arazilerinden oluşuyor.

8-3. Köprü İstanbul’da yaşayan insanların yaşamını nasıl etkileyecek?
3. Köprü kentin kuzeyinde yoğunlaşan son doğal yaşam alanları üzerinde geri döndürülemez yıkıcı sonuçlar yaratacak. Sadece köprünün yapımı sırasında, 2 milyon ağaç kesilecek. Orman tahribatı sadece yapım aşamasıyla da sınırlı olmayacak. 3. Köprüyle birlikte İstanbul ormanlarının üçte biri yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacak. Kuzey ormanlarının yok olması kentin bütünü üzerinde yıkıcı sonuçlar yaratacak. Dere yataklarının taşması sonucunda seller yaygınlaşacak; içme suyu havzalarının kirlenmesi ve erozyonla birlikte barajlardaki su oranının düşmesiyle İstanbul’un su sorunu daha da ağırlaşacak; geçimini ormandan sağlayan çok sayıda orman köylüsü yoksullaşacak; hava kirliliği artacak ve yaban hayatı daha da tahrip olacak. İstanbulluların doğal dinlence ve sağlıklı yaşam alanları daralacak.

9- 3. Köprü sadece İstanbul’u mu etkileyecek?
Doğa ve insanlar üzerinde yıkıcı sonuçlar yaratacak bir karar olan 3.Köprü projesinin yapımı için 6 milyar dolarlık bir maliyet biçiliyor. İktidarın otoyolları ve boğaz köprülerini özelleştirme planlarıyla birlikte ele alındığında, 3. Köprü halktan toplanan vergilerin ve kamusal kaynakların talan edilmesi demek. 3. Köprü, Marmara bölgesinin tamamını etkileyecek olan Kuzey Otoyolu projesinin bir parçası. Bu otoyol, Kocaeli ve Çatalca havzalarındaki birinci sınıf verimli tarım topraklarının ve su havzalarının da tahribi ve yağmalanması anlamına gelecek.  

10- 3. Köprüyü savunan tek bir bilim insanı var mı?
Bugüne kadar hiçbir bilim insanı, bilimsel kurum ya da meslek örgütü, 3. Köprü’nün İstanbul için bir ihtiyaç olduğunu savunmadı. Aksine 3. Köprü’nün İstanbul’a vereceği zararlar bilimsel açıdan kanıtlandı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi bünyesinde çalışan bilim insanları ve mühendisler tarafından hazırlanan kentleşme planında bile, 3. Köprü kente karşı bir tehdit olarak belirlendi. Yapılması durumunda doğaya ve kentin gelişimine telafi edilemez zararlar vereceği belirtildi. Bu zararları önlemek için Beykoz ve Sarıyer ilçeleri için SİT alanı kararı alındı. Bu kararda 3.Köprü tehdidi önemli bir rol oynadı. İ. Ü. Orman Fakültesi ve Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği’ne bağlı meslek odaları olumsuz görüş belirten raporlar yayınladılar.

Bütün bunlara karşın 3. Köprü neden dayatılıyor?
İnsana, kente, doğaya ve yaşama dönük saldırıların yaygınlaştığı bir dönemde yaşıyoruz. Dere yataklarını yapılaşmaya açanlar, İstanbul’un trafik sorununu yeni bir yağma fırsatına dönüştürmeye çalışıyorlar. SİT kararlarını tartışmaya açan AKP hükümeti, Anadolu’nun kültürel ve doğal mirasını talana açmak istiyor. Akarsuların, yer altı sularının ve madenlerin kullanım hakları özel şirketlere devrediliyor; HES’lerle doğal denge ve köylünün su kullanma hakkı gasp ediliyor. Nükleer santralleri ülkeye sokmaya çalışanlar, İstanbul kentine de 3. Köprü ve Kentsel Yıkım Planlarıyla saldırıyor. 3. Köprü bu talan ve yağma projesinin bir parçası olarak İstanbul ve Marmara halkına dayatılıyor.
3. Köprü hepimizin evinin üstünden geçecek: İstanbul’un son orman alanlarını yok edecek; hepimizi beton bir cehennemde yaşamaya mahkum edecek; İstanbul kentini katledecek ve Kuzey Marmara bölgesinde yeni bir yağma harekatı başlatacak.
Bu dayatma hayır! 3. Köprü cinayetini hep birlikte durduracağız. Evimize, ormanımıza, suyumuza, tarım alanlarımıza ve İstanbul’a sahip çıkacağız. Bütün İstanbul ve Marmara halkını 3. Köprüye karşı İstanbul’a ve yaşama sahip çıkmak için 26 Aralık 2010 Pazar günü Kadıköy Meydanı’na çağırıyoruz.

3. KÖPRÜ YERİNE YAŞAM PLATFORMU

5 Ocak 2012 Perşembe

3’üncü köprü ihaleye, İstanbul nereye? - Mehveş Evin - Milliyet / 05.01.12

Haftaya salı, yani 10 Ocak, İstanbul için önemli bir gün. Çünkü 3’üncü köprünün ihalesi yapılacak! Orman Fakültesi, sivil toplum “İstanbul’un ciğerlerine kıymayın” dese de kimin umurunda?


İstanbul’a 3’üncü köprünün yapılacağı seçim öncesinde açıklandı. Hatta güzergahı Başbakan’ın seçtiği söylendi. ‘Çılgın proje’nin açıklanmasıyla, ihalesi yapılmamış, kamuoyuna danışılmamış 3’üncü köprünün yeri, net bir şekilde ortaya çıktı.
Tabii spekülasyonlar da peşi sıra geldi.
Medya, köprüyle birlikte çehresi değişecek ‘sevimli Karadeniz köyü’ Garipçe’ye turlar düzenledi... Bir grup, “İstanbul trafiğinin rahatlaması için üç değil beş lazım” derken, bir diğer grup da 3’üncü köprünün İstanbul’a büyük zarar getireceğini savundu. Meslek odaları mahkemeye başvurdu.
Tartışmalar, her zaman olduğu gibi başka tartışmaların gölgesinde kaldı. Sanmayın ki 3’üncü köprü unutuldu! Hayır efendim, ihale tarihi bile belli... Üstelik mahkeme kararıyla köprü için ‘bilirkişi’ istenmesine rağmen, bilirkişi de atanmadı!
Üniversite raporu: Kıymayın!
İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi’nin 3’üncü köprü raporunu inceledim. Yahu, bu raporu okuyanın bir gıdım vicdanı olsa, en azından kuralına uygun davranmaya çalışır. Çünkü 3’üncü köprü, tartışmasız bir şekilde İstanbul’a vurulan en ağır darbe olacak.
Neden?
1. ORMAN: İstanbul’un kuzeyinin ormanlarla kaplı olması, kent ve insanları için büyük bir şans. Çünkü bu ormanların özellikle karbon tutma ve havadaki tozları filtreleyerek ürettiği temiz hava, kuzeyden esen hakim rüzgârlarla kentin hava ve yaşam kalitesini artırıyor. Gelişmiş pek çok batı ülkesinin kent insanları ve ormancıları, ormanlarının kentlerine sağladığı temiz havayla gurur duyar.
2. SU: İstanbul’un kuzeyindeki ormanlar, aynı zamanda kentin içme ve kullanma suyu gereksinimini karşılıyor. Toplam su depolama kapasiteleri             817.6 milyon m3 olan Avrupa ve Anadolu yakasındaki baraj ve derelerin havzaları bu ormanların içinde... Belgrad Ormanları yüzlerce yıldır İstanbul’un su ihtiyacını karşılıyor.
3. EKOSİSTEM: Belgrad Ormanı biyolojik çeşitlilik açısından çok zengin; 402 bitki türü burada yaşıyor. Belgrad Ormanı’nda 42 tür gündüz kelebeği, 146 kuş türü, yaklaşık 22 memeli türü, çeşitli kurbağa ve sürüngenler yaşamını sürdürüyor. İstanbul ve çevresindeki orman alanları, dünyanın önemli kuş göçü alanlarından.
Kestiğinin yerine dikemeyeceksin
Dünyada biyoçeşitliliği tehdit eden etkenlerin başında, büyük yaşam ortamlarının yapılacak yollarla bölünmesi, bu nedenle de söz konusu ortamların kullanım şekillerinin değişmesi ve de yok olması geliyor.
Orman Fakültesi’nin raporuna göre, İstanbul ormanlarında yapılacak tahribatın kısa sürede giderilemeyeceği... Ve eski halini almasının çok güç olduğu üzerinde ısrarla durulmuş. Bunu özellikle yazıyorum, çünkü bazı cahiller “Kestiğimizin yerine dikeriz” diyerek insanları aptal yerine koyuyor.
Yok öyle bir dünya!
Kaldı ki hükümet, iklim değişikliğiyle mücadele için bazı sözler verdi. 3’üncü köprü ve Kuzey Marmara otoyolu, karbon salımlarını artırmak için doğrusu mükemmel bir seçim olacak!..
3’üncü köprünün şehre ve insan sağlığına getireceği zararlara daha gelemedim bile...


10 OCAK’TA ANKARA’DA

 t 3’üncü Köprü Yerine Yaşam Platformu, insanca bir yaşam, yaşanabilir bir İstanbul için “Köprü değil orman, köprü değil su, köprü değil toplu ulaşım” diyor.
t Platform, ‘İstanbul cinayetine teşebbüs suçunun’ işlenmesine engel olmak için 10 Ocak 2012 Salı günü, herkesi Ankara’da Karayolları Genel Müdürlüğü önünde olmaya çağırıyor.