27 Aralık 2010 Pazartesi

Yaşamı Savunanlar Kadıköy'de Buluştu

Sermayenin talanına karşı yaşamı savunanlar Kadıköy mitinginde buluştu. Üçüncü Köprü Yerine Yaşam Platformu’nun çağrısıyla bir araya gelen binlerce insan ‘haramilerin saltanatını yıkacağız’ dedi

Üçüncü Köprü Yerine Yaşam Platformu sözcüsü Orman Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi yöneticisi Kader Cihan:Miting katılımcıların bileşeni açısından çok iyi oldu. AKP’nin doğayı talanında Anadolu’da HES’lerin yarattığı yıkıma direnenlerle büyük kentlerde kentsel dönüşüme karşı direnenler, İstanbul’da üçüncü köprünün yaratacağı yıkıma direnenler bir araya geldi. Kentte yaşayanlarının ulaşım, barınma ve temiz çevre hakkı talebini ortaya koyduğu bu miting gelecek için umut vaat ediyor.
İstanbul’un farklı mahallelerinde örgütlü bulunan hemşehri dernekleri, mahalle platformları, kitle örgütleri, siyasi partiler, platformlar, öğrenciler, emek ve meslek örgütleri Kadıköy’de düzenlenen mitingde buluştu. AKP’nin rant projesi olarak gündeme gelen Üçüncü Köprü’ye karşı gerçekleşen miting sermayenin doğayı ve kentleri talanına karşı mücadele edenlerin buluştuğu bir mitinge dönüştü.

Yüzden fazla örgütün oluşturduğu Üçüncü Köprü Yerine Yaşam Platformu’nun düzenlediği miting Beykoz, Sarıyer, Eyüp ve Beşiktaş’tan miting katılımcılarını Kadıköy’e götürmek için kaldırılan motorlarda atılan sloganlarla başladı. Miting katılımcıları İstanbul’un farklı mahallelerinden saat 12.00’de buluşmak üzere Kadıköy Tepe Naitillus’a ulaştı. Burada buluşan binlerce kişi HES’lere üçüncü köprüye, kentsel dönüşüme karşı sloganlarla kortejler halinde Kadıköy Meydanı’na yürüdü. Miting katılımcıları, genç, yaşlı, Rizeli, Munzurlu, işçi öğrenci, oldukça zengin ve coşkulu bir bileşenden oluştu.

Bu dava paranın yeşiline karşı ormanın yeşilini savunanlarındır
Kortejlerin tamamının miting alanına ulaşmasının ardından saat 14.00’de miting programı başladı. Kürsüde ilk sözü Üçüncü Köprü Yerine Yaşam Platformu adına Orman Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi yöneticisi Kader Cihan Yaptı. Cihan konuşmasında sermayenin saldırıları karşısında Kadıköy’de bir araya geldiklerini belirterek kendilerini birleştirenin doğası, insanı, tar,sel ve kültürel mirası, suyu ve toprağıyla İstanbul’u ve Anadolu’yu savunma davası olduğunu belirtti. Cihan konuşmasında sermayenin küresel krizden çıkış için araladığı, AKP hükümetinin ise3. Köprü, Tabiatı Talan yasasıyla ve kentsel yıkım yasalarıyla önünü açtığını belirtti.

Prof. Dr. Beyza Üstün: Biz de Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu olarak, Üçüncü Köprü Yerine Yaşam Platformu’nun çağrısıyla bu mitinge gelen platformlardan birsiyiz. Üçüncü köprü ve karşı durduğumuz diğer tabiat biyolojik çeşitliliğin korunması yasaları sadece İstanbul’un su havzalarını ormanlarını değil tüm Anadolu’nun ormanlarını ve su havzalarını talan ediyor. Bunların hepsinin arkasında ticarileşme var. Şirketlere devri var. O yüzden biz de üçüncü köprü gibi projelere tabiat biyoçeşitlilik gibi talan yasalarına karşıyız.
Üçüncü köprünün İstanbul’un elde kalan son doğal yaşam kaynaklarını tehdit ettiğini, son ormanlık alanların, talanı, su havzalarının kirlenmesi ve ormanlık alanların yok edilmesi anlamına geldiğini belirten Cihan, kendilerinin insanca yaşanacak bir kent istediğini belirtti.

Cihan’ın ardından TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı bir konuşma yaparak doğanın talanına karşı verilen mücadeleye devam edeceklerini ve kentsel dönüşüm projelerine hayır diyeceklerini belirtti.

Yaşamımızı şirketlere devrediyorlar
Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu adına kürsüye çıkan Prof. Dr Beyza Üstün yaptığı konuşmada suyun ticarileştirilmesinin önünü açan uygulamalara dikkat çekti. Üçüncü köprü ile Kuzey Ormanları’nın yok edileceğini söyleyen Üstün, sermayenin talanının Ergene ve Trakya havzalarını bitirdiğini, Küçükçekmece Lagünü’nü kirlettiğini bu sebeple Melen’den su taşımaya başlandığını hatırlattı.

Üstün konuşmasını sermaye ve hükümeti uyaran şu sözlerle sonlandırdı:
“Sermaye yandaşı STK’larınızla başaramayacaksınız. Su kullanım hakkı anlaşmalarınızla beraber vadilerden çekilinceye kadar İstanbul-İzmir otoyolu gibi projeler ortadan kaldırılıncaya kadar, biyolojik çeşitliliği tehdit eden yasaları geri çekene kadar örgütlü mücadelemiz sürecek.”

Üstün’ün konuşmasının ardından İstanbullu kentsel dönüşüm mağdurlarını temsilen Tozkoparan Mahallesi Derneği’nden Ömer Kirişçi bir konuşma yaptı. Kirişçi konuşmasında Türkiye’nin farklı şehirlerinde kentsel dönüşüme karşı sürdürülen direnişleri hatırlattı. Kadir Topbaş’ın “Mahalle dernekleri ne işe yarıyor? Yapmasanız da olur” sözünü hatırlatarak “Mahalle derneği kurmayıp İsviçre Bankası sevenler derneği mi kuralım” dedi. Mahallelerini rantçılara teslim etmeyeceklerini söyleyerek konuşmasını bitirdi.

Konuşmaların ardından İlkay ve Bandista söyledikleri ezgilerle mitinge katılanları coşturdu.


Hilmi Yarayıcı: Türkiye’de bugünlerde insan haklarıyla ilgili bir sürü şey konuşuluyor. Ama ne yazık ki insanın insanca yaşamını ortadan kaldıracak şeyler yapılıyor. Bunlardan bir tanesi genel anlamda doğanın katledilmesi. Su hem kirletiliyor hem ticarileştiriliyor. İkincisi köprü doğanın, çevrenin kirletilmesine yol açan bir proje. Doğanın katledilmesi, yaşama insana dair her şeyin ticarileştirilmesine karşı çıktığım için bugün buradayım.
Mitingden notlar
-Üçüncü köprüye karşı yapılan miting HES’lere, termik santrallere, GDO’ya, kentsel dönüşüme karşı mücadele edenlerin katılımıyla yaşam hakkı savunucularının buluşmasına dönüştü.

-Mitinge sadece İstanbul’dan değil Bursa, İzmit, başta olmak üzere Marmara bölgesinin farklı yerlerinden de katılım oldu. Bursa Su Platformu şehir dışından gelen katılımcılar arasında en kalabalık olan kortejlerden birisine sahipti.

-LOÇ Vadisi sakinleri HES’çi şirket Orya (Ümran Boru) önünde 19 gündür sürdürdükleri direnişi miting alanına taşıdı.

-TMMOB’ye bağlı odaların pankartları arkasında yer alan öğrenci üyeler ‘Köprüye mimar, mühendis olmayacağız’ sloganlarıyla yürüdü.

-Eylemde barınma hakkı için mücadele eden Ayazmalılar, Gülsuyu, Gülensu halkı, Tozkoparanlılar kendi kortejleriyle katıldı.

-AKP yağmasından payını alarak satışa çıkarılan okullara sahip çıkan Okuluma Dokunma İnisiyatifi de miting alanındaydı.

-Topbaş’ın piyasacı belediyecilik anlayışına ve ulaşım zamlarına karşı bir süredir eylemler yapan Halkevciler ‘İstanbul’un yağmalanmasına hayır, haramilerin saltanatını yıkacağız’ pankartıyla yürüdü.

-Mitingin en rağbet gören sloganı ‘AKP halka hesap verecek’ oldu.

-HES karşıtı mücadelenin simgesi haline gelen sarı yazmalar, Hemşinli kadınların başörtüleri alanın dört bir yanına yayıldı.

Sendika.Org












Üçüncü köprüye ‘Hayır’ diyenler Kadıköy’deydi

Üçüncü köprüye karşı Yaşam Platformu bileşenlerinin Kadıköy’de düzenlediği mitinge onlarca kurum katılırken, mitingde AKP iktidarının yaşam alanlarını yok eden uygulamaları protesto edildi.
İstabul Boğazı'na üçüncü köprü yapılmasına karşı olanlar bugün Kadıköy'de bir araya geldi.
Yetmişin üzerinde dernek, demokratik kitle örgütü ve siyasi partinin bir araya gelerek oluşturduğu Yaşam Platformu'nun Kadıköy’de düzenlediği miting renkli görüntülere sahne oldu. Davulların çalındığı, tulum sesinin her yanı sardığı mitingin Karadenizli katımcıları yöresel kıyafetleri ile dikkat çektiler. Platform bileşenleri dışında sanatçıların, akademisyenlerin de destek verdiği mitingin kürsüsünde “İstanbul’u ve Yaşamı Savunacağız, Haramilerin Saltanatını Yıkacağız” pankartı yer aldı.
Üçüncü köprü başta olmak üzere, doğayı talan yasalarına, HES’lere, kentsel dönüşüme, ve suyun ticarileştirilmesine karşı da düzenlenen miting, büyük bir buluşmaya dönüştü.

Ranta karşı mücadele ortaklaştırıyor

Miting öncesi soL’a açıklama yapan TMMOB İl Koordinasyon Kurulu’ndan Erhan Karaçay, üçüncü köprüde dahil olmak üzere, kentsel dönüşümle ilgili rant planları, mevcut torba yasasındaki yaşam alanları ile ilgili düzenlemelerin birer saldırı olduğuna vurgu yaparak, “Ülkemiz çok hızlı bir dönüşüm içinde, buna müdahil olunmazsa yıkımın bedeli çok ağır olacaktır. Bu eylemde bulunmamızın amacı toplumun bu uygulamalardan mağdur olan kesimleri ile beraber sesimizi duyurmaktır” dedi.

Sanatçı Hilmi Yarayıcı ise, insan hakları adına bir çok masal anlatıldığını ancak insan sağlığına dönük hiçbir olumlu adımın atılmadığını ifade ederek, “Üçüncü köprü tamamıyla ticari amaçlarla yapılıyor. Doğa ile ilgili her şeyin yıpratılmasına ticarileştirilmesine karşı olduğum için burada olma ihtiyacı hissettim” diye konuştu.

Kader Cihan: AKP sorumludur

Kadıköy Meydanı’na yapılan yürüyüşün ardından Platform adına konuşan TMMOB Orman Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Kader Cihan söz konusu olanın insan emeğini, yaşam alanlarını, İstanbul’u ve Anadolu’yu koruma davası olduğunu belirtti. Cihan, “AKP iktidarını, rant çevrelerini ve onların borazanlarını buradan bir kez daha uyarıyoruz: Kentleri, doğayı ve yaşam alanlarını katledenler de; İstanbul’a karşı cinayetler planlayanlar da; insana ve yaşama karşı suç üstüne suç işleyenler de sizlersiniz!” dedi.
Üçüncü köprünün İstanbul’un elde kalan son doğal yaşam kaynaklarına karşı büyük bir tehdit olduğunun altını çizen Cihan, ormanların talan edileceğini, kentsel yıkımın hızlanacağını ve Kuzey Marmara’nın tarım arazilerinin tahrip edilerek köylülerin yoksullaştırılacağını söyledi.

İstanbul halkının ulaşım sorununun yeni köprüyle çözülemeyeceğini kaydeden Cihan, “AKP iktidarı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İstanbul halkının ulaşım sorununu çözmek istiyorsa, petrol, otomotiv ve inşaat şirketlerinin değil, İstanbul halkının, işçilerin, sendikaların, emekten yana siyasi partilerin, çevre örgütlerinin sesine kulak vermelidir” diye konuştu. Cihan, AKP iktidarına seslenerek nükleer santrallerden, kentsel yıkım projelerinden ve üçüncü köprüden vazgeçilmesini istedi.

Cihan’dan sonra TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı, Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu adına Prof. Dr. Beyza Üstün ve Tozkoparanlılar Derneği adına Ömer Kiriş de birer konuşma yaptılar.
Miting esnasında, Loç Vadisi'nden kovulan kepçelerin tekrar çalışmaya başladığı duyurulunca alandan protesto sesleri yükseldi.

Onlarca dernek, kurum, sendika, parti oradaydı
Konuşmaların ardından İlkay Akkaya ve Bandista’nın şarkıları ile destek verdiği mitingin çok sayıda katılımcısı vardı. Mitingde, Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu, TMMOB, İstanbul Tabip Odası, KESK İstanbul Şubeler Platformu, İklim Adaleti Koordinasyonu, Allianoi Girişim Grubu, Ekoloji Kolektifi, GDO’ya Hayır, TÜKODER, ESP, Çiftçi-Sen, İMECE, Yalova Çevre Platformu, Gerze Çevre Platformu, Derelerin Kardeşliği Platformu, Halkevleri, Öğrenci Kolektifi, Çarşı Grubu, PSAKD, Yeşiller, Greenpeace, Konut Hakkı Koordinasyonu, Beylerbeyililer Derneği, Kuzguncuklular Derneği, Sarıyer Mahalle Dernekleri Platformu, kentsel dönüşüme karşı oluşturulan mahalle örgütleri, İkitelli Ayazma-Tepeüstü Kentsel Dönüşüm Projesi Mağduru Aileler, Vapurları Vermiyoruz Platformu, İstanbul Barosu, Bursa Su Platformu, Loç Vadililer, Hemşin sosyal Sorumluluk Gelişim Derneği, Perşembe Akşamı Bisikletçileri–Yalova, DİSK Emekli-Sen, Genel-İş, EMEP, ÖDP, TKP, SDP, Kaldıraç, AKA-Der ve Sosyalist Umut yer aldı.

(soL – İstanbul)

25 Aralık 2010 Cumartesi

YAŞAMI SAVUNMAYA KADIKÖY'E

İSTANBUL / VEDAT TÜRKALI

Salkım salkım tan yelleri estiğinde
Mavi patiskaları yırtan gemilerinle
Uzaktan seni düşünürüm İstanbul
Binbir direkli Halicinde akşam
Adalarında bahar
Süleymaniyende güneş
Hey sen güzelsin kavgamızın şehri

Ve uzaklardan seni düşündüğüm bugünlerde
Bakışlarımda akşam karanlığın
Kulaklarımda sesin İstanbul

Ve uzaklardan
Ve uzaklardan seni düşündüğüm bugünlerde
Sen şimdi haramilerin elindesin İstanbul

Plajlarında karaborsacılar
Yağlı gövdelerini kuma sermiştir.
Kürtajlı genç kızlar cilve yapar karşılarında
Balıkpazarında depoya kaçırılan fasulyanın
Meyvesini birlikte devşirirler
Sen şimdi haramilerin elindesin İstanbul

Et tereyağı şeker
Padişahın üç oğludur kenar mahallelerinde
Yumurta masalıyla büyütülür çocukların
Hürriyet yok
Ekmek yok
Hak yok
Kolların ardından bağlandı
Kesildi yolbaşların
Haramilerin gayrısına yaşamak yok

Almış dizginleri eline
Bir avuç vurguncu müteahhit toprak ağası
Onların kemik yalayan dostları
Onların sazı cazı villası doktoru dişçisi
Ve sen esnaf sen söyle sen memur sen entellektüel
Ve sen
Ve sen haktan bahseden Ortaköyün Cibalinin işçisi
Seni öldürürler
Seni sürerler
Buhranlar senin sırtından geçiştirilir
İpek şiltelerin istakozların
ve ahmak selameti için
Hakkında idam hükümleri verilir

Haktan bahseden namuslu insanları
Yağmurlu bir mart akşamı topladılar
Karanlık mahzenlerinde şehrin
Cellatlara gün doğdu
Kardeşlerin acısıyla yanan bir çift gözün vardır
Bir kalem yazın vardır
Dudaklarını yakan bir çift sözün vardır
Söylenmez

Haramiler kesmiş sokak başlarını
Polisin kırbacı celladın ipi spikerin çenesi baskı makinesi
Haramilerin elinde
Ve mahzenlerinde insanlar bekler
Gönüllerinde kavga gönüllerinde zafer
Bebeklerin hasreti içlerinde gömülü
Can yoldaşlar saklıdır mahzenlerinde

Boşuna çekilmedi bunca acılar İstanbul
Bulutların ardında damla damla sesler
Gülen çehreleri ve cesaretleriyle
Arkadaşlar çıktı karşıma
Dindi şakalarımın ağrısı

Bir kadın yoldaş tanırdım
Bir kardeş karısı
Hasta ciğerlerini taşıdığı çelimsiz kemikli omuzları
Ve hüzünlü çehresiyle bebelerini seyrederdi
Cellatlara emir verildiği gün haramilerin sarayında
Gebeliğin dokuzuncu ayında
Aç kurtların varoşlara saldırdığı
Tipili bir gece yarısı
Sırtında çok uzak bir köyden indirdi
Otuzbeş kiloluk sırrımızı
Zafer kanlı zafer kıpkırmızı

Boşuna çekilmedi bunca acılar İstanbul
Bekle bizi
Büyük ve sakin Süleymaniyenle bekle
Parklarınla köprülerinle kulelerinle meydanlarınla
Mavi denizlerine yaslanmış
Beyaz tahta masalı kahvelerinle bekle
Ve bir kuruşa Yenihayat satan
Tophanenin karanlık sokaklarında
Koyunkoyuna yatan
Kirli çocuklarınla bekle bizi
Bekle zafer şarkılarıyla caddelerinden geçişimizi
Bekle dinamiti tarihin
Bekle yumruklarımız
Haramilerin saltanıtını yıksın
Bekle o günler gelsin İstanbul bekle
Sen bize layıksın

21 Aralık 2010 Salı

İstanbul'u ve yaşamı savunmak için 26 Aralık'ta Kadıköy'deyiz

BASINA VE KAMUOYUNA:

26 ARALIK’TA KADIKÖY’DE HEP BİRLİKTE
İSTANBUL’U VE YAŞAMI SAVUNACAĞIZ

İstanbul kenti son dönemde insanı, doğası, yaşam alanları, tarihsel ve kültürel mirasıyla yeni saldırıların hedefi haline getiriliyor. Sadece İstanbul değil, Marmara bölgesi ve Anadolu, küresel krizden çıkış yolları arayan sermayenin yeni karlı alanlar bulmak amacıyla tırmandırdığı saldırılara maruz bırakılıyor.
İstanbul'u "küresel kent", "finans merkezi", "Avrupa Kültür Başkenti" ilan edenler, kenti, 3. Boğaz köprüsü projeleriyle; kentsel dönüşüm planlarıyla; köprüleri, otoyolları özelleştirme hazırlıklarıyla
yağmaya açıyorlar. Faili meçhul Haydarpaşa yangınlarıyla; sürekli ismi değiştirilen Galataport projeleriyle; Sulukule gibi geleneksel mahallelerinde yaptıklarıyla, tarihsel-kültürel mirasından yoksun bırakmayı amaçlıyorlar. Yoksulluk sınırının altında yaşayan binlerce İstanbulluyu yaşam alanlarından,  mahallelerinden kopartarak barınma, eğitim, sağlık, yaşanabilir bir çevre, su ve ulaşım gibi temel
haklarından yoksunlaştırıyorlar. Anadolu'nun tarım alanları, akarsuları, gölleri, madenleri, biyoçeşitliliği, tarihsel ve doğal mirası da saldırı altında. Bu saldırının son örneği
gün ışığına henüz çıkarılmış olan tarih ve kültür mirası Allainoi'nin sular altına gömülmesi için yapılan hazırlıklar.
AKP hükümeti eliyle tırmandırılan bu uygulamalarla ilgili kararlar, hepimizin çok iyi bildiği gibi, IMF ve Dünya Bankası, GATTS görüşmeleri ve uluslararası finans kurumları tarafından alınmaktadır.
İstanbul'u ve Anadolu'yu hedef tahtasına koyan saldırılar; uzun yılardır Latin Amerika'dan Uzak Asya'ya birçok ülkeye dayatılmaktadır. Dayatmanın sonuçlarını büyük kentlerde ve kırda yaşayanlar açlık, işsizlik, emekçilerin yaşam alanlarının kentlerin dışına atılması, kültürel çürüme, köylü intiharları ve insani-sosyal yıkım olarak yaşamaktadır.
Bizler, İstanbul halkına dayatılan yağmaya ve yıkıma sessiz kalmayacağız.
Bu yüzden, Başbakan Erdoğan'ın yıllar önce İstanbul Anakent Belediye Başkanıyken, "İstanbul'a karşı bir cinayet planı" diye nitelendirdiği 3. Boğaz Köprüsü projesine hayır diyoruz. 3. Köprü projesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisince Haziran 2009 tarihinde kabul edilen Çevre Düzeni Planı'na bile aykırıdır.  Hükümetin ve İBB'nin iddia ettiği gibi, kentin ulaşım sorununu çözmeyi değil, İstanbul ve Marmara'dan başlayarak tüm ülkeye yayılan büyük bir talanın önünü açmayı hedeflemektedir. Yeni köprü trafik sorununu çözmeyecek, aksine daha da ağırlaştıracaktır. 6 milyar dolarlık görünen maliyetiyle, halktan toplanan vergiler ve kamusal kaynaklar talan edilecektir. Köprülerin, İDO'nun, İETT'nin, otoyolların satışa sunulması planlarını hızlandıracaktır.
Yeni bir boğaz köprüsü İstanbul'un kuzeyine en az 7 milyonluk ek bir nüfus getirerek çarpık kentleşmeyi tırmandıracaktır. Kentin otoyol kenarlarındaki yoksul mahalleler ve orman alanlarını özelleştiren lüks konut siteleri arasındaki parçalanmışlığını derinleştirecektir. Kentsel Dönüşüm Yasası'yla olağanüstü yetkilerle donatılan TOKİ gibi kurumların mahallelerimiz üzerindeki yıkım baskısını ağırlaşacaktır.
Bizler mahallelerimizi yok edip on binlerce insanı evsiz bırakacak; yerlerine plazalar, alışveriş merkezleri, villa kentler yapıp, Ağaoğlu gibi rantçıları zengin edecek Kentsel Yıkım Planlarına hayır diyoruz. Sulukule, Başıbüyük, Ayazma gibi, hayatları tarumar edilen mahallelere, Derbent, Tarlabaşı, Tozkoparan, Sarıyer-Maden, Pınar, Kocataş, Gülsuyu, Tophane, Kadıköy gibi yeni mahalle ve semtlerin eklenmesini istemiyoruz. Kültürel ve tarihsel mirasımızın Haydarpaşa Garı, Sikeci Garı, Emek Sineması, Karaköy limanı, Tekel Cevizli arazisi gibi simgelerinin yağmalanmasına izin vermeyeceğiz.
AKP hükümetinin 3. Köprü projesinin önünü açmak amacıyla da gündeme getirdiği yeni SİT düzenlemeleri ise sadece insanlığın ortak değeri olan İstanbul'u değil, tüm Anadolu'yu tehdit etmektedir. "Tabiat Varlıklarını ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanun Tasarısı", Çevre ve
Orman Bakanlığı tarafından başta 3. Boğaz Köprüsü projesinin ve Anadolu'nun dört bir yanındaki akarsular üzerine kurulmakta olan Hidro Elektrik Santrali (HES) projelerinin önündeki engelleri aşmak amacıyla gündeme getirilmektedir. Bu tasarı, doğal ve tarihsel varlıkları, dereleri, gölleri, yer altı sularını, ormanları, meraları sınırsızca yağmaya açmayı hedeflemektedir. Küçük köylüler ve kentli emekçiler olarak suyu ve toprağı kullanma hakkımızı; gıda güvenliği hakkımızı ve biyo-çeşitliliğimizi tehdit etmektedir.
Örneğin Sarıyer ve Beykoz bölgelerinin 1. derecede SİT alanı olmaktan çıkartılması durumunda yapılması mümkün hale gelecek olan 3. Köprünün yıkıcı sonuçları şunlar olacaktır: Kentin su havzaları, ormanlar ve tarım alanları gibi son yaşam kaynakları yok edilecektir. İstanbul'un
kuzeyi ve Marmara bölgesindeki tarım alanlarında geri dönüşü olmayan yıkıcı sonuçlar yaşanacaktır. Bağlantı yolları çevresinde planlanan Organize Sanayi Bölgeleriyle birinci sınıf tarım arazileri ve köylü ekonomileri tahrip edilecektir. İstanbul ormanlarının üçte biri yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır. Bunun anlamı, sellerin yaygınlaşması; içme suyu havzalarının kirlenmesi; İstanbul'un su sorununun ağırlaşması;
orman köylülerinin ve kentin çeperlerinde yaşayıp tarımla uğraşanların yoksullaşması; kentte hava kirliliğinin ve gıda fiyatlarının artması; bunların yanında yaban hayatının tahrip olması ve doğal dinlence-sağlıklı yaşam alanlarının daralmasıdır. Suya, ormana, yaban hayatına ve sağlıklı yaşam alanlarına yönelik bu saldırı planlarına hayır diyoruz.
Bütün bunlardan dolayı bizler, İstanbul'u, Marmara'yı ve Anadolu'yu savunmaya, daha yaşanabilir kılmaya, gelecek kuşaklara yaşanabilir bir ülke ve yaşanabilir bir kent bırakmaya kararlı yurttaşlar olarak, 26 Aralık 2010 Pazar günü saat 13.00'te Kadıköy Meydanı'nda hep birlikte yaşamı savunacağız. Herkesi İstanbul'a ve yaşama sahip çıkmaya çağırıyoruz.

Üçüncü Köprüye ve Tabiatı Talan Yasasına Hayır!
Üçüncü Köprü Yıkımdır! Mahalleme, evime, emeğime dokunma!
Üçüncü Köprü Katliamdır! Ormanıma, Suyuma, Toprağıma dokunma!
Yeni köprü değil, nitelikli, ücretsiz, toplu ulaşım!
Su hayattır satılamaz!




MİTİNGLE İLGİLİ NOT:
Miting katılımcıları, 26 Aralık günü saat 11.00’da birçok semtten motorlarla ve otobüslerle yola çıkıp, saat 12.00’da Tepe Natailus’ta buluşacak. Buradan yapılacak yürüyüş sonrasında saat 13.00’da başlayacak mitingin sonundaki kısa konserde Bandista ve İlkay Akkaya sahne alacak. Direniş Ritimleri, yürüyüş boyunca korteje eşlik edecek.

Üçüncü Köprü Yerine Yaşam Platformu, (Beylerbeyliler Derneği,Beykoz Çiğdem Mah. Der., Beykoz Dernekler Birliği, Beykoz İnisiyatifi, Beykoz Tokatköy Ayazma Der., Boğaziçi Arnavutköylüler Der., BOÇEV, Çağdaş Yaşamı Destekleme Der., Çekmeköy Gönüllüleri Derneği, Çifte Havuzlar Güzelleştirme, Geliştirme ve Koruma Der., ÇEKÜL Vakfı, ÇHD, Dayanışmacı Atölye, Derbent Mah. Der., DİSK Emekli-Sen, DİSK Genel-İş 1 No.lu Şube, Gençlik Muhalefeti, Gazete Sarıyer, Gebze Bilkar (Bilimsel ve Kültürel Araştırmalar Yayıncılık ve Üretim Kooperatifi), Gülsuyu - Gülensu Güzelleştirme Der., Halkevleri İstanbul Şb., Haydarpaşa Dayanışması Platformu, Hayvanların Yaşam Haklarını Koruma Derneği, İç Dış Kumsalı Koruma ve Yaşatma Sivil Toplum Destekleme Der., İMECE-Toplumun Şehircilik Hareketi, İstanbul Barosu, İstanbul Çevre Konseyi, İstanbul Tabip Odası, İstanbul SOS Girişimi, İstanbul Yaşam Der., KESK İstanbul Şubeler Plat., Kilyos Çevre Koruma Der., Kocataş Mah. Der., Konut Hakkı Koordinasyonu, Kuzguncuklular Der., Küçükçekmece STK Platformu, Maden Mah. Der., Maden Mah. Dereiçi Der., Öğrenci Kolektifleri, Politeknik, Sarıyer Doğa ve Hayvan Dostları Plat., Sarıyer Mahalle Dernekleri Plat., SOS Çevre Gönüllüleri Platformu, Sosyal Haklar Derneği,  TEMA, TMMOB İstanbul İKK, Tonyalılar Kültür Yardımlaşma Der., TOZDER, TÜKODER, TÜRÇEK, Türkiye Ormancılar Der. İst. Şb., Validebağ Gönüllüleri Der., “Vapurlarımızı Vermiyoruz!”Plat.), Ege Su Platformu, GDO’ya Hayır Platformu, Marmara Çevre Platformu, Karadeniz İsyandadır Platformu, Sulukule Platformu, Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu, Toprakların Kardeşliği Platformu, Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu, DİSK İstanbul Merkez Temsilciliği, Hava-İş Sendikası, Ataköy Sakinleri Derneği, Dersim Dernekler Federasyonu, Ekoloji Kolektifi, HOMUR Mizah ve Karikatür Grubu,  Gülsuyu Gülensu Yaşam ve Dayanışma Merkezi, Kadıköyü Bilim ve Sanat Dostları Derneği, KETEV Kemal Türkler Eğitim ve Kültür Vakfı, Yeryüzüne Özgürlük Derneği, BDP, CHP, EDP, EHP,  EMEP, ESP, ÖDP, SDP, TKP İstanbul İl Örgütleri, Yeşiller Partisi


SANATÇILAR-AYDINLAR: 26 ARALIK’TA KADIKÖY’DE OLACAĞIZ!

26 Aralık mitingine çok sayıda aydın, sanatçı ve akademisyen destek sunmaktadır:
“İNSANI, DOĞAYI,  İSTANBUL’U ve KUZEY MARMARA’YI SAVUNMAK İÇİN
26 ARALIK’TA KADIKÖY’DE OLACAĞIZ!

İnsanlığın ortak kültürel ve tarihsel mirasının bir parçası olan İstanbul kenti ve Anadolu’nun her köşesindeki doğal ve tarihi sit varlıklarımız büyük bir tehdit altında. İstanbul’un ve İstanbullunun ulaşım, su, hava kirliliği ve barınma sorunlarını daha da ağırlaştıracak olan 3. Köprü projesine ve doğal-tarihsel sit alanlarını yağmaya açma planlarına hayır diyoruz.

3. Köprü cinayetine; İstanbul’un ve Kuzey Marmara’nın yağmalanmasına; kente, doğaya ve doğal-tarihi sit alanlarına yönelik yıkım planlarına karşı 26 Aralık 2010’da Kadıköy’de olacağız!

SANATÇILAR
Behiç AK, Ezel AKAY, Edip AKBAYRAM, İlkay AKKAYA, Saadet Işıl AKSOY, Onur AKIN, Tarık AKAN, Mehmet Ali ALABORA, Orhan ALKAYA, Özcan ALPER, Necla ALGAN, Aytaç ARMAN, Hüsnü ARKAN, Şule ATEŞ, Rutkay AZİZ, BANDİSTA, İlksen BAŞARIR, BOĞAZİÇİ GÖSTERİ SANATLARI TOPLULUĞU, Onur CAYMAZ, Hayko CEPKİN, Zeki COŞKUN, Selma Köksal ÇEKİÇ, Savaş ÇEKİÇ, Emel ÇELEBİ, Selda ÇİÇEK, İsmail Hakkı DEMİRCİOĞLU, DİRENİŞ RİTİMLERİ, EHL-İ KEYF, Sevinç ERBULAK, Halil ERGÜN, Cezmi ERSÖZ (Barışa Köprü Ol Komitesi adına), Erdal ERZİNCAN, Pelin ESMER, Mert FIRAT, Nadir GÖKTÜRK, EZGİNİN GÜNLÜĞÜ, Halil İNCESU, Ümit KIVANÇ, İkbal KAYNAR, Ercan KESAL, Julide KURAL, Aydın ILGAZ, Nejat İŞLER, MOĞOLLAR, Erkan OĞUR, Taner ÖNGÜR, Adnan ÖZYALÇINER, Arif SAĞ, Tolga SAĞ, Fuat SAKA, Emre SALTUK, Necati SÖNMEZ, SUAVİ, Onur TAYLAK, Vedat TÜRKALİ, Ahmet ÜMİT, Nilüfer VERDİ, Eşber YAĞMURDERELİ, Saygı YAĞMURDERELİ, Hilmi YARAYICI, Nejat YAVAŞOĞULLARI, Bennu YILDIRIMLAR, Levent YILMAZ, ZARDANADAM

AKADEMİSYENLER-SENDİKACILAR-GAZETECİLER
Cüneyt AKALIN, Ünal AKKEMİK, Hikmet ALBAYRAK, Güzin AKYILDIZ ALÇURA, Ayten ALKAN, Gülay YEDEKÇİ ARSLAN, Supü ASLAN, Şükrü ASLAN, Akın BALCI, Celal BAŞLANGIÇ, Gülsüm BAYRAK, Zerrin BAYRAKDAR, Aydın BİLİCİ, Şükran CAN, DİLEK CÜCE, Erbatur ÇAVUŞOĞLU, Gürbüz ÇELEBİ, Nilgün ÇERİKÇİOĞLU, Haluk ÇETİN, Hasan DAĞ, Doğan DEDE, Orhan DEMİR, Meltem DİKMEN, Şenay ELHÜSEYNİ, Aydın ENGİN, Ahmet ERCAN, Fuat ERCAN, Serap ERDEM, Kadir ERDİN, Ergun GEDİZLİOĞLU, Haluk GERÇEK, N.Nurcan GÖKDEMİR, Yücel GÜL, Lale GÜRMAN, Doğan HALİS, Ender HELVACIOĞLU, Aziz Kemal HIZIROĞLU, Filiz İRGE, Nurgül KARLIOĞLU, Ümit KORKMAZ, Berrin KÖSE, Ali NESİN, Rahmi OCAK, Kutay ÖZAYDIN, Maya ARIKANLI ÖZDEMİR, Sebati ÖZDEMİR, Yasemin ÖZDEK, Işıl ÖZGENTÜRK, Atilla ÖZSEVER, Semih POROY, Teoman TEKKÖKOĞLU, Azime TEZER, Mehmet TÜRKAY, Şennur SEZER, Mustafa SÖNMEZ, Ilgın SU, Besime ŞEN, Ayşe UYGUR, Binnur Öktem ÜNSAL, Beyza ÜSTÜN, Murat Cemal YALÇINTAN, Tolga YARMAN, Gaye YILMAZ

İSTANBUL MİLLETVEKİLLERİ, İL GENEL VE İLÇE BELEDİYE MECLİS ÜYELERİ 
Akın BİRDAL, Çetin SOYSAL, Tahir ÇELİK, M.Sayim DOĞAN, Erdal TÜFEKÇİ, Mehmet ERGİN, (KARTAL BELEDİYESİ) Op. Dr. Altınok ÖZ (Kartal Belediye Başkanı), (ÜSKÜDAR BELEDİYESİ) Ayhan ALGANTÜRK, Orhan EGİN, Serpil BEŞOK, Yamen UZUN, Nazir ARSLAN, Derviş GÖZCÜ, Nasrettin ÖZKAYA, Mehmet AKYILDIRIM, Hasan DURDAĞI, Doğan TEKEL, Ahmet KILIÇ, (SARIYER BELEDİYESİ) Şükrü GENÇ (Sarıyer Belediye Başkanı), Erdal SARIGÖL, Hüseyin COŞKUN, Hacı Levent BAYRAKTAR, Seçkin ÖZDEMİR, Hayati KAPTANOĞLU, Ali Rıza YILMAZ, Gökhan ZEYBEK, Mehmet Oğuz GÜNEY, Timur GÖKSOY, Seher SUAYDIN, Erol AYDIN, Oktay AYDIN, Seyit Ali GÜRKAN, Nasuh AŞAMTUĞRUL, Niyazi TOMBA, Özgür DOĞAN, Ayşe Oya TÜMER, Adnan AYBER, Muzaffer ABDALOĞLU, Mustafa TOK, Ahmet KUZPINAR, (KAĞITHANE BELEDİYESİ) M. Oktay AKSU (GRUP BAŞKANVEKİLİ), Mahmut CAN, Hüseyin DEMİR, Yıldız AKIN, Haydar ELGAZ, Hakan ATALAY, Recai VARIŞLI, Ergün KELEŞ, Selahattin ÇAYLAN (Tozkoparan Mahalle Muhtarı)

20 Aralık 2010 Pazartesi

3. Köprü Yerine Yaşam Platformu 26 Aralıkta Kadıköy'e Çağırıyor

3. Köprü Cinayetine
İstanbul’un ve Marmara’nın Talanına Karşı
İNSANI, SUYU, ORMANI, DOĞAYI VE YAŞAMI SAVUNMAK İÇİN
26 ARALIK’TA KADIKÖY’DE BULUŞUYORUZ

İnsana, kente, doğaya ve yaşama dönük saldırıların büyük bir hızla yaygınlaştığı bir dönemde yaşıyoruz.
Uzun bir süredir İstanbul’un kuzey ormanlarına iştahla bakan rant çevreleri, siyasi bir dayatmayla, İstanbul halkının ve bilim insanlarının yıllardır “hayır” dediği 3. Rant Köprüsü Projesi’ni hayata geçirme kararı aldılar. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB,) 3. Rant Köprüsünü, 2009 tarihli İstanbul Çevre Düzeni Planı’na aykırı biçimde Poyrazköy-Garipçe hattında yapma kararını açıkladı. Bizler 3. Köprü cinayetine hayır diyoruz.
3. Rant Köprüsü kapsamında su havzaları ve yaban hayatıyla birlikte İstanbul’un Kuzey ormanlarının ve Marmara bölgesindeki tarım alanlarının yok edilmesi planları, ülkemizin tümünde suya, ormana, doğaya ve insana yöneltilen genel saldırıların bir parçasıdır. Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından başta 3. Rant Köprüsü projesi ve HES’ler olmak üzere birçok yıkım projesini gerçekleştirmek üzere gündeme getirilen “Tabiat Varlıklarını ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Yasa Tasarısı” , Anadolu’nun her köşesindeki doğal ve tarihi varlıkları, dereleri, gölleri, yer altı sularını, ormanları, meraları ve madenleri sınırsızca yağmaya açmayı hedeflemektedir. Bu saldırı, küçük köylüsüyle kentli emekçisiyle halkımızın suyu ve toprağı kullanma hakkını; ülkemizin biyo-çeşitliliğini; kültürel ve tarihsel mirasımızı ve gıda güvenliğini tehdit etmektedir. Bizler, ülkemizin doğal ve kültürel mirasını ve insanlığın-ülkemizin ortak bir değeri olan İstanbul’u top yekûn yağmaya açan yeni SİT yasalarına hayır diyoruz.
İstanbul’u savunmaya, daha yaşanabilir kılmaya ve gelecek kuşaklara yaşanabilir bir ülke bırakmaya kararlı yurttaşlar olarak, yıllardır söylediklerimizi bir kez daha vurguluyoruz: 3. Rant Köprüsü, AKP iktidarı ve İBB tarafından İstanbul ve Marmara’dan başlayarak tüm Türkiye’ye yayılan büyük bir talan projesinin parçası olarak gündeme getirilmektedir. 3. Köprü dayatması, İstanbul ve Marmara halkının değil, rant çevrelerinin ihtiyacıdır.  İstanbul’a, Marmara’ya, suya, ormana, doğaya, yaşama ve bu ülke halkına karşı işlenmesi planlanan büyük bir cinayettir.
3. Rant Köprüsü, İstanbul’un trafik sorununa hiçbir çözüm getirmeyecek, tersine yarattığı yeni trafikle bu sorunu daha da ağırlaştıracaktır. İstanbul gibi dar gelirli nüfusun ezici çoğunluğunu oluşturduğu bir deniz kentine toplu taşım araçları, deniz ulaşımı ve raylı sistemler yerine, 3. Rant Köprüsü gibi kara yolu taşımacılığını teşvik eden projelerin dayatılmasının tek gerekçesi, ulaşımı daha fazla yağmaya açmaktır. İstanbulluların ulaşım hakkının ve kamu kaynaklarının ranta feda edilmesidir. İstanbulluların fahiş fiyatlar ödeyerek tıklım tıklım bindikleri toplu taşım araçlarında saatlerce trafik çilesi çekmesi demektir. 6 milyar dolarlık maliyetiyle 3. Rant Köprüsü, halktan toplanan vergilerin ve kamusal kaynakların talanı demektir. 3. Rant köprüsü, toplu taşımacılıkta 1987 yılından bu yana yaşanan gerilemeyle, fahiş ulaşım zamlarıyla, boğaz köprülerinin, İDO’nun, İETT’nin, otoyolların satışa sunulması planlarıyla önü açılmaya çalışılan yeni yağma planlarının koçbaşıdır. Bizler bedelini tüm İstanbulluların ödeyeceği bu yeni yağma planlarına hayır diyoruz.
3. Rant Köprüsü, İstanbul’un kuzeyine 7 milyonluk ek bir nüfus getirerek çarpık kentleşmeyi hızlandıracak ve Karadeniz’e kadar uzatacaktır. Kentin otoyol kenarlarında yaygınlaşan yoksul mahallelerle, kalan son orman alanlarını basınç altına alan lüks konut siteleri arasındaki bölünmüş yapısı daha da derinleşecektir. Kentsel Dönüşüm Yasası ile birlikte olağanüstü yetkilerle donatılan TOKİ gibi kurumların yoksul, emekçi mahallelerine dönük yıkım baskısı daha da ağırlaşacak; 3. Rant Köprüsü kentsel yıkım projelerinin de koçbaşı olacaktır. Bizler emekçi mahallelerini yok edip on binlerce insanı evsiz bırakacak, yerine plazalar, villa kentler yapıp bir avuç rantiyeciyi zengin edecek olan bu yeni yıkım planlarına hayır diyoruz.
3. Rant Köprüsü, kentin su havzaları, ormanlar ve tarım alanları gibi kalan son yaşam kaynaklarını yok edecektir. 3. Köprü projesi ile birlikte gündeme gelen ve yüzde 12’si yapılaşmaya açılmış (2-B arazileri) orman alanlarından oluşan Kuzey Marmara otoyolu projesiyle birlikte, bu arazilerin uzun süredir gündemde olan satışı başlayacaktır. İstanbul’un kuzeyi ve Marmara bölgesinin tarım alanları üzerinde geri dönüşü olmayan yıkıcı sonuçlar yaratılacak; bağlantı yolları çevresinde planlanan Organize Sanayi Bölgeleriyle birinci sınıf tarım arazileri ve küçük köylü ekonomileri tahrip edilecek; İstanbul ormanlarının üçte biri yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır. Bu durumun anlamı, sellerin yaygınlaşması; içme suyu havzalarının kirlenmesi; İstanbul’un su sorununun ağırlaşması; orman köylülerinin ve küçük köylülerin yoksullaşması; hava kirliliğinin artması; gıda fiyatlarının artması; yaban hayatının tahrip olması ve kentin doğal dinlence-sağlıklı yaşam alanlarının daralmasıdır. Bizler suya, ormana, yaban hayatına ve İstanbulluların sağlıklı yaşam alanlarına yönelik bu yeni saldırı planlarına hayır diyoruz.
3. Köprü Cinayetine; “Tabiat Varlıklarını ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Yasa Tasarısına”; İstanbul’un Katledilmesine; Kentsel Dönüşüm Planlarına; Marmara’nın Yağmalanmasına; Anadolu’nun Her Köşesinin Yağmaya Açılmasına; Suyun Ticarileştirilmesine; Doğanın Tahribine Karşı İstanbul’u, Marmara’yı, İnsanı, Suyu, Ormanı, Yaban Hayatını, Doğayı ve Yaşamı Savunan Herkesi İnsan Hayatına Bir Bütün Olarak Sahip Çıkmak İçin…
26 Aralık 2010 saat 13.00’te Kadıköy Meydanı’nda hep birlikte hayır demeye çağırıyoruz!

DOĞAL VE TARİHİ SİT ALANLARININ YAĞMASINA HAYIR!
KENTSEL YIKIM YASALARINA HAYIR!
İSTANBUL’UN VE MARMARA’NIN TALANINA HAYIR!
SUYUN TİCARİLEŞTİRİLMESİNE HAYIR!
3. KÖPRÜ CİNAYETİNE HAYIR!


Üçüncü Köprü Yerine Yaşam Platformu, (Beylerbeyliler Derneği,Beykoz Çiğdem Mah. Der., Beykoz Dernekler Birliği, Beykoz İnisiyatifi, Beykoz Tokatköy Ayazma Der., Boğaziçi Arnavutköylüler Der., BOÇEV, Çağdaş Yaşamı Destekleme Der., Çekmeköy Gönüllüleri Derneği, Çifte Havuzlar Güzelleştirme, Geliştirme ve Koruma Der., ÇEKÜL Vakfı, ÇHD, Dayanışmacı Atölye, Derbent Mah. Der., DİSK Emekli-Sen, DİSK Genel-İş 1 No.lu Şube, Gençlik Muhalefeti, Gazete Sarıyer, Gebze Bilkar (Bilimsel ve Kültürel Araştırmalar Yayıncılık ve Üretim Kooperatifi), Gülsuyu - Gülensu Güzelleştirme Der., Halkevleri İstanbul Şb., Haydarpaşa Dayanışması Platformu, Hayvanların Yaşam Haklarını Koruma Derneği, İç Dış Kumsalı Koruma ve Yaşatma Sivil Toplum Destekleme Der., İMECE-Toplumun Şehircilik Hareketi, İstanbul Barosu, İstanbul Çevre Konseyi, İstanbul Tabip Odası, İstanbul SOS Girişimi, İstanbul Yaşam Der., KESK İstanbul Şubeler Plat., Kilyos Çevre Koruma Der., Kocataş Mah. Der., Konut Hakkı Koordinasyonu, Kuzguncuklular Der., Küçükçekmece STK Platformu, Maden Mah. Der., Maden Mah. Dereiçi Der., Öğrenci Kolektifleri, Politeknik, Sarıyer Doğa ve Hayvan Dostları Plat., Sarıyer Mahalle Dernekleri Plat., SOS Çevre Gönüllüleri Platformu, Sosyal Haklar Derneği,  TEMA, TMMOB İstanbul İKK, Tonyalılar Kültür Yardımlaşma Der., TOZDER, TÜKODER, TÜRÇEK, Türkiye Ormancılar Der. İst. Şb., Validebağ Gönüllüleri Der., “Vapurlarımızı Vermiyoruz!”Plat.), Ege Su Platformu, GDO’ya Hayır Platformu, Marmara Çevre Platformu, Karadeniz İsyandadır Platformu, Sulukule Platformu, Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu, Toprakların Kardeşliği Platformu, Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu, DİSK İstanbul Merkez Temsilciliği, Ataköy Sakinleri Derneği, Dersim Dernekler Federasyonu, Ekoloji Kolektifi, HOMUR Mizah ve Karikatür Grubu, Kadıköyü Bilim ve Sanat Dostları Derneği, KETEV Kemal Türkler Eğitim ve Kültür Vakfı, Yeryüzüne Özgürlük Derneği, BDP, CHP, EDP, EHP,  EMEP, ESP, ÖDP, TKP İstanbul İl Örgütleri, Yeşiller Partisi

29 Mart 2010 Pazartesi

İstanbullu “3.Cinayet Köprüsüne Hayır” Dedi


Yüzlerce İstanbullu “Üçüncü Köprü Yerine Yaşam Platformu”nun çağrısıyla bugün (28 Mart Pazar) saat 13.00’de Hacıosman-Parkorman arasında bir insan zinciri oluşturarak “rant köprüsüne hayır” dedi.


“Üçüncü Köprü değil orman, insanca yaşam’ diyen yüzlerce İstanbullu bugün yeniden sokağa çıktı. Çok sayıda demokratik kitle örgütü, çevre örgütü, mahalle derneği, TMMOB’ye bağlı odalar, Halkevleri ve sendikalar tarafından yaklaşık iki yıl önce oluşturulan “Üçüncü Köprü Yerine Yaşam Platformu”nun çağrısıyla bugün (28 Mart Pazar) saat 13.00’de Hacıosman-Parkorman arasında bir insan zinciri oluşturan 3. Köprü karşıtları, “rant köprüsünü” durduracaklarını vurguladılar.


AKP hükümeti tarafından gündeme getirilen 3. Köprü projesi, “Yıkım-talan köprüsüne geçit yok!” diyen 3. Köprü Yerine Yaşam Platformu tarafından bundan önce de çeşitli eylemlerle protesto edilmişti. 3. Köprü projesi ile ilgili tartışmalar Karayolları Genel Müdürü Mehmet Cahit TURHAN’ın geçtiğimiz günlerde olası köprü güzergâhının Beykoz-Tarabya ya da Yuşa Tepesi-Havantepe olabileceği açıklamalarıyla yeniden canlandı. Geçtiğimiz hafta içinde Türkiye’ye gelen Suudi Yatırım Ajansı Başkanı Amr Al-Dabbagh ise Başbakan Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmede, Suudi sermayesinin 3. Köprü projesine talip olduklarını açıklamıştı. 3. Köprü Yerine Yaşam Platformu bu gelişmeler üzerine 21-26 Mart Dünya Ormancılık Haftası etkinlikleri kapsamında tüm İstanbulluları 28 Mart Pazar günü HacıOsman-Parkorman arasında bir insan zinciri oluşturarak kentin Kuzey ormanlarını koruma altına almaya çağırdı.

Bugün saat 12.30’da Hacıosman’da bir araya gelen yüzlerce 3. Köprü Yerine Yaşam Platformu destekçisi, ellerinde “Köprü Değil Orman İnsanca Yaşam” ve “Bu Ormanlar İstanbul Halkı Tarafından Koruma Altına Alınmıştır” yazan dövizlerle Parkorman’a kadar bir insan zinciri oluşturdular. Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu 5 Nisan 1995 tarihinde söylediği “3. Köprü Bir Cinayettir” açıklamasının yer aldığı bir pankart da taşıyan 3. Köprü karşıtlarına, yoldan geçen araçlardan da büyük destek yağdı.

Yaklaşık 600 kişinin katıldığı eylemde 3. Köprü Yerine Yaşam Platformu adına bir basın açıklaması yapan Orman Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi yönetim kurulu üyesi Kader Cihan, “İstanbul’u ve ormanları hep birlikte savunacağız. 3. Rant köprüsünü durduracağız” dedi. 3. Köprü projesinin ormana, su havzalarına ve İstanbul kentine karşı cinayet anlamına geleceğini vurgulayan Cihan, “İstanbul’u ve İstanbulluları yok sayarak ormanları, su havzalarını yağmalamaya hazırlanan AKP hükümetini ve sermayeyi uyarıyoruz. İstanbul halkına yönelik bu cinayeti işlemeye uygun ortamı asla bulamayacaksınız” dedi. 3. köprünün İstanbul’un ulaşım sorununu çözmek yerine ağırlaştıracağını da vurgulayan Cihan, trafik sorununun gerçekten çözülmesi için yapılması gerekenin, “sermayenin değil İstanbul halkının ortak çıkarlarını ve kamu yararını gözeten, doğal ve tarihsel çevreyi koruyan ve halkın demokratik katılımını esas alan bir planlamanın acilen hayata geçirilmesi” olduğunu belirtti.



20 Mart 2010 Cumartesi

SARIYER'DE ÜÇÜNCÜ KÖPRÜYE KARŞI İNSAN ZİNCİRİ KURULACAK

Üçüncü Köprü Yerine Yaşam Platformu ormanlarımızı savunmaya çağırdı. 28 Mart günü Hacıosman’dan Parkorman’a kadar insan zinciri kurarak ormanları savunmaya davet eden Platform “Ormanları savunmak, İstanbul’u savunmaktır.” dedi

AKP’nin planlı aralıklarla İstanbul’a 3.köprünün kurulması tartışmalarını canlı tuttuğunu ifade eden Platform “AKP 3.köprü projesini gündeme sokarak bir yandan “rant değerini” diğer yandan İstanbul halkının sabrını sınamaktadır” dedi.

Son nabız yoklamasının Karayolları Genel Müdürü M. Cahit Turhan’a yaptırılırken Turhan köprü güzergahının Tarabya-Beykoz ve Sarıyer-Yüşa tepesi hatlarından biri olacağını açıkladı.

Buna karşılık “ormanlarımız ve suyumuzu yok ettirmeyeceğiz” diyen Üçüncü Köprü Yerine Yaşam Platformu tüm İstanbulluları 28 Mart günü kurulacak insan zincirine katılmaya davet etti.